Hazırlayanlar: Hülya Kendir, Deniz Parlak, Gökhan Demir, Selime Güzelsarı
İndirmek için lütfen tıklayınız
İnsan Hakları Eğitimi Ağı (İHEA) insan hakları eğitimi alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin ve akademik toplulukların, Türkiye’de insan hakları eğitiminin bir insan hakkı olarak benimsenmesi, bu alanın güçlenmesi ve iyileştirilmesi amacıyla birlikte çalışması, etkinlikler ve araştırmalar yapması, işbirliğini sürekli kılması için oluşturulmuş bir sivil toplum ağıdır. Eylül 2013’de kurulan Ağ, 2019 yılından beri, Kapasite Geliştirme Derneği (KAGED) ve İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) kolaylaştırıcılığında, şu üyelerle çalışma- larına devam etmektedir: Eğitim Reformu Girişimi (ERG), İnsan Hakları Derneği (İHD), İHD İnsan Hakları Akademisi, İnsan Hakları Okulu (İHO), İnsan Hakları Ortak Platformu, Kadı- nın İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği (KİH-YÇ), KAMER Vakfı, KAOS GL Derneği, Koca- eli Dayanışma Akademisi (KODA), Mülkiyeliler Birliği İnsan Hakları Merkezi, Sivil Toplumu Geliştirme Merkezi (STGM), Tarih Vakfı, Uçan Süpürge Derneği ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi.
İnsan Hakları Eğitimi Ağı’nın bu dönemde hazırladığı stratejik planda “uzak hedef”lerden biri, “sermaye gruplarının/özel sektörün insan hakları eğitimine açık hale gelmesi” şeklinde belirlenmiştir. Bu hedef belirlenirken yapılan tartışmalarda, insan hakları ve insan hakları eğitiminin kamu yönetiminin ve sivil toplum alanının sorumluluğu ve ilgi alanı içinde olduğu yönünde bir genel kabul olduğu, oysa günümüz koşullarında toplumsal hayat ve haklar alanında rolü giderek artan iş dünyasının da bu konuda farkındalığının ve duyarlılığının artırılmasının elzem olduğu ifade edilmiştir.
İş dünyasında insan hakları meselesi, en çok ekonomik, sosyal ve kültürel haklar bağla- mında olmak üzere, ama bir bütün olarak insan hakları örgütlerinin ilgi göstermesi gere- ken bir alan haline gelmiştir. İnsan Hakları Eğitimi Ağı’nın bileşenleri de bu konuda bir fikir birliği içindedir. Sermaye gruplarının ve başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının insan hakları eğitimine duyarlı hale gelmesinin, bu bağlamda önemli hedefler olduğu düşünülmüştür. İşletmeler için insan hakları eğitimi- nin bir prestij haline gelmesi, “İHE dostu işletme” gibi bir ibareye itibar ve yaygınlık kazan- dırılması bu hedeflerin bir parçası olarak değerlendirilmiştir. Sözü geçen hedeflerin hayata geçirilmesi için sivil toplum ve akademi alanından uzman isimlerin yanı sıra, sendika ve meslek odalarıyla da temas halinde, iş dünyasına öneriler konusunda birlikte çalışarak/ tartışarak ilerlemenin doğru olacağı görülmektedir.
Bütün bu amaçlar için bir başlangıç adımı olarak İnsan Hakları Eğitimi Ağı, Ocak 2021’de 4 oturumluk bir online eğitim programı düzenlemiştir. Eğitim programına yönelik hazırlık- lar kapsamında yazılan elinizdeki kitap dört bölümden oluşmaktadır. İş dünyası ve insan hakları ilişkisinin tarihsel arka planı ve gelişiminin ardından Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkelerinin ele alındığı ilk bölüm, Dr. Deniz Parlak tarafından yazılmış- tır. İş dünyası ve insan hakları için yapılan uluslararası düzenlemelerin Uluslararası Çalışma Örgütü’nün/ILO Çokuluslu Şirketler ve Sosyal Politikaya İlişkin İlkeler Üçlü Bildirgesi ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) Çokuluslu Şirketler Rehberi kapsamında incelendiği ikinci bölümü, Dr. Gökhan Demir kaleme almıştır. Üçüncü bölümde Türkiye’de iş dünyasında insan haklarının geçmişi ve bugünü Doç. Dr. Selime Güzelsarı tarafından ele alınarak, iş dünyasında insan haklarına ilişkin ulusal yasal düzenlemeler incelenmiştir. İş dünyasında insan haklarının geliştirilmesinin yollarının neler olabileceğinin ve bu açıdan devletlerin ve uluslararası örgütlerin yanı sıra sivil toplum örgütleri, aktivistler, sendika- lar, meslek odaları ve genel olarak yurttaşların neler yapabileceğinin ele alındığı dördüncü bölümü Dr. Hülya Kendir yazmıştır.
Türkiye’de sivil toplum ile iş dünyası arasındaki temasların artırılmasıyla ortaya çıkacak insan hakkı eğitimleri sayesinde, insan hakları bilinci ve kültürünün gözetilmesinin şirketler için bir politika haline gelmesi sağlanabilmesi, bir bütün olarak insan haklarının benimsen- mesi ve güçlendirilmesi açısından önemli bir adım olacaktır.